Çocuğu Youtube’da yalnız bırakmak Taksim Meydanı’nda yalnız bırakmak ile eşdeğer
Buse ÖZEL – Ömer HASAR, İSTANBUL, (DHA) SOSYAL paylaşım sitesi Youtube’da yayınlanan ve çocuklar tarafından çekilen videolar milyonlarca kişi tarafından izleniyor. Videoları çeken çocuklar oyuncakları tanıtırken, bazen onlarca paket açılıyor ve tek tek kullanımları gösteriliyor. İzleyen çocukların videoların etkisinde kaldığını ifade eden Psikolog Prof. Dr. Aylin İlden Koçkar, “Çocuklar bu videoları izledikçe videolara bağımlı hale geliyorlar ve oradaki oyuncakları sürekli ister hale geliyorlar. Bütün oyuncakların kendilerinde olması gerektiğini de düşünüyorlar. İzledikleri bütün oyuncakları alamazlarsa kendilerini eksik hissediyorlar. Videoları çeken çocuklarda ise ‘beğeni’ almak çocuğun boş bir özgüvene sahip olmasına neden oluyor” dedi. Prof. Dr. Koçkar, anne babanın, bir çocuğu nasıl Taksim Meydanı’nda yalnız bırakmazsa, Youtube izlerken de aynı şekilde yalnız bırakmaması gerektiğini söyledi.
“ÇOCUKLAR VİDEOLARDAKİ OYUNCAKLARI İSTİYOR”
Youtube’da oyuncak açma videolarının genellikle çocuklar tarafından çekildiğini ifade eden Prof. Dr. Koçkar, “Bir çocuk videoda yüz tane sürpriz yumurtayı açıyor tek tek ve bu yumurtaların içinde ne oyuncaklar olduğunu anlatıyor. Tek tek tüm oyuncaklar kuruyor ve gösteriyor. Bu videoların milyonlarca izlenme oranları var. Çocuklar bu videoları izledikçe ve tekrar tekrar aynı şeyleri gördükçe bu videolara bağımlı hale geliyorlar ve oradaki oyuncakları istiyorlar. Bütün oyuncakların kendilerinde olması gerektiğini de düşünüyorlar. İzledikleri bütün oyuncakları alamazlarsa kendilerini eksik hissediyorlar. Bu çok üzücü bir durum, zira insan oyuncakla ya da nesnelerle artmaz ya da eksilmez. O videolar ile ilgili bir oyuncağın yoğun biçimde reklamının yapılıyor olduğunu görüyoruz ” dedi.
“ÇOCUKLARI TAKSİM MEYDANI’NDA NASIL YALNIZ BIRAKMIYORSANIZ YOUTUBE İLE DE YALNIZ BIRAKMAYIN”
Çocukların video izlerken birçok reklama da maruz kaldığını ifade eden Prof. Dr. Koçkar çocukların Youtube izlerken yalnız başına bırakılmaması gerektiğini ifade etti ve şunları söyledi: “Çocuklar izlerken bir sürü reklama da maruz kalıyor ve bir videodan bir videoya atlama durumu var. Böyle ilerlerken karşılarına istenmeyen bir sürü tuhaf bilgi çıkabiliyor. Bunlar şiddet veya cinsel içerikli olabilir. Maalesef orada videonun nereden nereye gideceğine dair bir kontrol yok. Bu nedenle çocukların Youtube gibi bir araç ile yalnız bırakılmaması gerekiyor. Çocuğu Youtube ile yalnız bırakmak demek, çocuğu Taksim Meydanı’nda yalnız bırakmak ile eşdeğer. Onu nasıl yapmıyorsanız bunu da yapmamak gerekiyor.”
“OYUNCAK ÇOCUĞUN DİL GELİŞİMİNE KATKIDA BULUNMALI”
Oyuncakların çocuğun dil gelişimine ve sosyal etkileşimine katkıda bulunup bulunmadığının önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Koçkar, “Bir çocuk bir oyuncağı aldığında önemli olan çocuğun dil gelişimine, bilişsel ve sosyal etkileşimine ne kadar katkıda bulunduğudur. Oyuncağı açmak, oyuncağı göstermek dil-bilişsel ve sosyal gelişime katkıda bulunmaz. Önemli olan yetişkinlerin özel zamanlar ayırarak çocukla günde yarım saat kadar birebir oynamasıdır. Dolayısıyla sosyal etkileşim ve dil gelişiminden de çalıyor bu videoları izlemek. Oyuncak açma videoları izleyen çocuklar hem özeniyorlar hem de bağımlı hale geliyorlar ve gördüğü yeni oyuncağı annesine babasına ‘tutturarak’ istiyor. Ancak o oyuncak alındığında 10 dakika oynayıp, bir sonraki oyuncağı tutturmaya başlayabilir çocuk. Bunun bir sonu yok. Çocuğun bilişsel, sosyal ve duygusal gelişimini desteklemek için karşılıklı, keyifli vakit geçirerek birlikte oyun oynamak çok önemli” dedi.
“VİDEOYU ÇEKEN ÇOCUK İÇİN DE ZARARLI”
Videoları çeken çocukların özgüvenlerinin de bu videolar ile nedensizce yükselip azaldığını ifade eden Prof. Dr. Koçkar, “Videoyu çocuğa annesi ve babası çektiriyorsa ve ‘Sen artık Youtube fenomeni olacaksın, para kazanacaksın’ diyorsa zaten çocuğu çalıştırdığı için bu bambaşka bir sorun teşkil eder. Eğer çocuk bu videoları kendisi çekiyorsa ve ‘Bak ben kaç tane beğeni aldım’ diyorsa bu da çocuğun boş bir özgüvene sahip olmasına neden oluyor. Çocuğun beğenileri düşüyorsa o da çocuğun kendine olan güvenini azaltıyor, kendisini değersiz hissetmesine neden oluyor. Ancak özgüven böyle bir şey değil. Gerçekten iç kaynaklarınıza göre kendinize güven duyabilirsiniz. Boş anlamsız bir mutluluk ya da hüzün hali yaşıyor çocuk. Bu nedenle videoyu çeken çocuk açısından da sakıncalı” dedi.
“ÇOCUĞUN ÖZGÜVENİNİ KENDİ ÖZKAYNAKLARI İLE GELİŞTİRİN”
Çocuğun özgüvenini desteklemek için özkaynaklarının geliştirilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Koçkar sözlerini şöyle noktaladı: “Özgüveni desteklemek için çocuğun özkaynaklarının farkına varılmasına yardımcı olmak gerekiyor. Herkesin farklı konularda iyi olabileceği, herkesin farklı konularda daha fazla, daha az çaba göstermesi gerektiği ve kendisinde bulunan olumlu yanların ne olduğunu düşündüğümüzü çocuğa sormamız lazım. ‘Kendinde neleri iyi buluyorsun, neler sence senin güçlü yanların?’ diye konuşmak gerekiyor. Her konuda da çocuğun kendisini geliştirebileceğini vurgulamak gerekiyor.”